Borderline (sınır) Kişilik
Her insanın kişiliği bir diğerinden farklıdır ve kişilik, insanı bireyselliği ve birlikteliği içinde farklı kılan, ilişki tarzını belirleyen ve çevreye özgü uyumunu sağlayan psiko-fizyolojik sistemlerin dinamik ve açık örgütlenmesidir. Her insan günlük hayatında işlevselliğini bozmayacak şekilde günlük normlardan sapmalar yaşayabilir. Bu sapmaların bireyin sürekli davranış kalıbı halini alması ve de toplumsal, mesleki alanlarda ya da diğer işlevsellik alanlarında bozulmaya yol amcası kişilik bozukluğunun bulguları olarak değerlendirilebilinir.
Sizlere sınırda kişilik bozukluğu olarak bilinen ve genel toplumda olduğu kadar klinik ortamda da sık görülen Borderline kişilik bozukluğunu tanıtmak istiyorum. Sınırda kişilik genelde çocuklukta yaşanılan önemli bir travma, anne-baba ile olan bağın dengesiz olması, kötü muamele yada duygusal olarak yoksun kalmak gibi tecrübelere dayanmaktadır. Bu kişilik bozukluğu sosyal, mesleksel ve rol işlevselliğinde önemli bozulmalara neden olur ve yüksek oranda kendine zarar verme ve tamamlanmış süisid ile karakterizedir.
Borderleine kişilik bozukluğunun önemli bir özelliği devamlı olarak kişiler arası ilişkilerde, kendilik algısında tutarsızlıkla birlikte belirgin dürtüselliktir. Hayatı siyah beyaz olarak görürler. Insanlar arasındaki ilişkileri iyi ve kötü olarak ayırma eğilimi taşırlar. Bir kişi kesinlikle ya en iyi arkadaştır sürekli yardıma hazırdır; sınırsız bir anlayışa sahiptir veya kesinlikle güvenilmeyen sahte ve kötü bir insandır. Bu kişilerde duygusal yükselme ve düşüş arasında gidip gelen süreğen bir dalgalanma vardır.
Borderline kişiliğe sahip kişilerin kendine güven duyguları çok kırılgan olduğu için insanlar tarafından kabul edilmeye ya da reddedilmeye karşı aşırı derecede hassastırlar ve aşırı hassas benliklerini korumak için etraflarına duvar örerler. Diğer insanlar onlar için elde etmek istediklerine ulaşmada birer araçtır, kendilerini sevmedikleri için çevrenin görevi önce sürekli onlara güç vermek ve desteklemektir. Sağlıklı bir özgüvenin olmaması diğerlerinden aşırı ölçüde ilgi ve anlayış olarak telafi edilir. Tatmin için diğer insanların kullanılması uzmanlar tarafından ‘narsistik beslenme’ olarak değerlendirilir.
Bu hastalığı olan kişiler, bir ilişkide olsalar bile kendilerini dışlanmış ve yalnız hissedebilirler. Olası bir kayıp, ayrılık ya da terk edilme ihtimali karşısında kendilerini tehdit altında hissedip ve genelde hiddet, aşırı öfke, aşağılama ya da sözlü saldırılar ile tepki verebilirler. Borderline kişiliğe sahip insanların duygularını kontrol etmekte zorlandıkları yaygın olarak bilinmektedir. Ayrıca bazı durumlarda yalnızlık ve terk edilmişlik duygularından kurtulmak için alkol, uyuşturucu, kendine zarar vermek ya da intihara teşebbüs etmek gibi davranışlar görülebilir.
Toplumda Borderline hastalığı güç bir kişilik veya mantıklı delilik olarak algılanır. Borderline bozukluğunda birincil tedavi psikoterapidir, semptoma yönelik ilaç tedavisi tamamlayıcıdır. Borderline Hastalarının kişiler arası sorunlarında ve işlevselliklerinde iyileşmenin oluşması ve sürdürülmesi için uzun süreli piskoterapi gereklidir. Bazen davranışlardaki dalgalanmalar öğlesine şiddetli olurki sıkıntı giderici ve istikrar sağlayıcı ilaçların kullanılması gerekebilir. Ilaç tedavisinin özellikle afektif dengesizlik, kendine zararverme gibi belirtilerin azaltılmasında önemli yardımcı rolü vardır. Çoğu hasta bu tedavilerin kombinasyonundan yararlanmaktadır. Borderline kişilik bozukluğu, ruhun gelişmesindeki başta gelen en iç kısımdan kaynaklandığından, bu tür insanların tedavisi uzun sürer ve büyük sabır ister.
Autor Dr. Kayhan Karaduman aus dem Team Dr. Cindik