Dienstag, 20. Dezember 2011

Informationen zur Borderline Persönlichkeitsstörung - Borderline (sınır) Kişilik üzerine bilgi sunuyoruz

Borderline (sınır) Kişilik
Her insanın kişiliği bir diğerinden farklıdır ve kişilik, insanı bireyselliği ve birlikteliği içinde farklı kılan, ilişki tarzını belirleyen ve çevreye özgü uyumunu sağlayan psiko-fizyolojik sistemlerin dinamik ve açık örgütlenmesidir. Her insan günlük hayatında işlevselliğini bozmayacak şekilde günlük normlardan sapmalar yaşayabilir. Bu sapmaların bireyin sürekli davranış kalıbı halini alması ve de toplumsal, mesleki alanlarda ya da diğer işlevsellik alanlarında bozulmaya yol amcası kişilik bozukluğunun bulguları olarak değerlendirilebilinir.
Sizlere sınırda kişilik bozukluğu olarak bilinen ve genel toplumda olduğu kadar klinik ortamda da sık görülen Borderline kişilik bozukluğunu tanıtmak istiyorum. Sınırda kişilik genelde çocuklukta yaşanılan önemli bir travma, anne-baba ile olan bağın dengesiz olması, kötü muamele yada duygusal olarak yoksun kalmak gibi tecrübelere dayanmaktadır. Bu kişilik bozukluğu sosyal, mesleksel ve rol işlevselliğinde önemli bozulmalara neden olur ve yüksek oranda kendine zarar verme ve tamamlanmış süisid ile karakterizedir.
Borderleine kişilik bozukluğunun önemli bir özelliği devamlı olarak kişiler arası ilişkilerde, kendilik algısında tutarsızlıkla birlikte belirgin dürtüselliktir. Hayatı siyah beyaz olarak görürler. Insanlar arasındaki ilişkileri iyi ve kötü olarak ayırma eğilimi taşırlar. Bir kişi kesinlikle ya en iyi arkadaştır sürekli yardıma hazırdır; sınırsız bir anlayışa sahiptir veya kesinlikle güvenilmeyen sahte ve kötü bir insandır. Bu kişilerde duygusal yükselme ve düşüş arasında gidip gelen süreğen bir dalgalanma vardır.
Borderline kişiliğe sahip kişilerin kendine güven duyguları çok kırılgan olduğu için insanlar tarafından kabul edilmeye ya da reddedilmeye karşı aşırı derecede hassastırlar ve  aşırı hassas benliklerini korumak için etraflarına duvar örerler. Diğer insanlar onlar için elde etmek istediklerine ulaşmada birer araçtır, kendilerini sevmedikleri için çevrenin görevi önce sürekli onlara güç vermek ve desteklemektir. Sağlıklı bir özgüvenin olmaması diğerlerinden aşırı ölçüde ilgi ve anlayış olarak telafi edilir. Tatmin için diğer insanların kullanılması uzmanlar tarafından ‘narsistik beslenme’ olarak değerlendirilir.
Bu hastalığı olan kişiler, bir ilişkide olsalar bile kendilerini dışlanmış ve yalnız hissedebilirler. Olası bir kayıp, ayrılık ya da terk edilme ihtimali karşısında kendilerini tehdit altında hissedip ve genelde hiddet, aşırı öfke, aşağılama ya da sözlü saldırılar ile tepki verebilirler. Borderline kişiliğe sahip insanların duygularını kontrol etmekte zorlandıkları yaygın olarak bilinmektedir. Ayrıca bazı durumlarda yalnızlık ve terk edilmişlik duygularından kurtulmak için alkol, uyuşturucu, kendine zarar vermek ya da intihara teşebbüs etmek gibi davranışlar görülebilir.
Toplumda Borderline hastalığı güç bir kişilik veya mantıklı delilik olarak algılanır. Borderline bozukluğunda birincil tedavi psikoterapidir, semptoma yönelik ilaç tedavisi tamamlayıcıdır. Borderline Hastalarının kişiler arası sorunlarında ve işlevselliklerinde iyileşmenin oluşması ve sürdürülmesi için uzun süreli piskoterapi gereklidir. Bazen davranışlardaki dalgalanmalar öğlesine şiddetli olurki sıkıntı giderici ve istikrar sağlayıcı ilaçların kullanılması gerekebilir. Ilaç tedavisinin özellikle afektif dengesizlik, kendine zararverme gibi belirtilerin azaltılmasında önemli yardımcı rolü vardır. Çoğu hasta bu tedavilerin kombinasyonundan yararlanmaktadır. Borderline kişilik bozukluğu, ruhun gelişmesindeki başta gelen en iç kısımdan kaynaklandığından, bu tür insanların tedavisi uzun sürer ve büyük sabır ister.

Autor Dr. Kayhan Karaduman aus dem Team Dr. Cindik 

Dienstag, 13. Dezember 2011

Regeln in der Gruppentherapie

Woran sich GruppenteilnehmerInnen halten müssen.

1.    In der Gruppe herrscht Schweigepflicht, alles was im Gruppenraum gesagt und miteinander ausgetauscht wird bleibt auch dort. Wenn jemand diese Gruppenregel verletzt wird er/sie aus der Gruppe und als Patient von der weiteren Zusammenarbeit ausgeschlossen.
2.    Es ist wichtig, dass alle aufeinander Rücksicht nehmen und sich aussprechen lassen. Alle TeilnehmerInnen sind gemeinsam verantwortlich, dass sich nicht eine Person zu sehr in den Mittelpunkt der Gruppe stellt und sie mit ihren eigenen Inhalten dominiert.
3.    Gefühle sind erlaubt, dass heißt es darf geweint und gelacht werden. Jede Form von negativer Kritik Gewalt körperlich oder verbal sind verboten.  
4.    Vorsichtig mit Kritik umgehen, üben Sie nur sachliche Kritik und greifen Sie keine Person direkt an, niemand wird abgewertet.
5.    Achten Sie darauf wie es den anderen geht. Störungen haben Vorrang, d.h. wenn es einer Person schlecht geht, wird dieses akute Problem angesprochen und bearbeitet. Teilen Sie Ihr Erleben offen mit.
6.    Sprechen Sie direkt miteinander nicht in der dritten Person über sich oder über andere in der Gruppe
7.    Lassen Sie Rückmeldungen in der Gruppe auf sich wirken, verzichten Sie darauf, sich gleich verteidigen oder erklären zu wollen.
8.    Es ist für den eigenen Heilungsprozess wichtig regelmäßig und pünktlich an der Gruppe teilzunehmen.
9.    Sie sollten nicht „Inhalte erzählen“ sondern ihre Gefühle spüren und bearbeiten lernen.
10.Es liegt in Ihrer Verantwortung wie und womit Sie sich in die Gruppe einbringen und was Sie aus der Gruppe an Erkenntnissen mitnehmen. Lassen Sie sich gegenseitig ausreden und spüren Sie in sich hinein, wie Sie sich fühlen und trauen Sie sich, Ihre Befindlichkeit mitzuteilen.


Wir beginnen eine neue Therapiegruppe gemischt auf deutsch, es sind noch 4 Therapieplätze frei, bei Interesse melden Sie sich in der Praxis zum Vorgespräch 089 529797


Dr. Elif Cindik


Dienstag, 6. Dezember 2011

Informationen zur Behandlung von ADHS dem Aufmerksamkeitsdefizitsyndrom

Wie kann ADHS behandelt werden?


Welche Behandlungsmöglichkeiten gibt es?

Ist die Aufmerksamkeitsdefizit-Hyperaktivitätsstörung diagnostiziert, stellt sich die Frage nach der Behandlung. Da die neurobiologischen Ursachen nicht beseitigt werden können, gilt es, die Symptome zu behandeln. Wichtigstes Ziel ist dabei, die unaufmerksamen, hyperaktiven und impulsiven Verhaltensauffälligkeiten des Kindes zu normalisieren.
In den vergangenen Jahren haben sich die Möglichkeiten, eine ADHS angemessen zu behandeln, deutlich verbessert. Internationale Studien und Richtlinien empfehlen eine Kombination verschiedener Behandlungsbausteine im Rahmen einer so genannten multimodalen Therapie.

Die drei wichtigsten Säulen der ADHS-Behandlung sind:
  • Psycho-/Verhaltenstherapie
  • Einsatz von Medikamenten
  • pädagogische Maßnahmen (Eltern-, Lehrertraining)
Wie die Behandlung im einzelnen Fall aufgebaut wird, richtet sich vor allem danach, wie stark die Symptome ausgeprägt sind. Auch der Leidensdruck des Kindes oder Jugendlichen mit ADHS und seiner Familie spielt hier eine mitbestimmende Rolle.


Was bedeutet multimodale Therapie?

Die "Deutsche Gesellschaft für Kinder- und Jugendpsychiatrie" empfiehlt in ihren Leitlinien zur Behandlung der ADHS eine multimodale Therapie, die aus folgenden Elementen bestehen kann:(1)
  • Aufklärung und Beratung von Patienten, Eltern und Lehrern
  • Elterntraining und Interventionen in der Familie einschließlich Familientherapie
  • Intervention im Kindergarten/in der Schule
  • Kognitive Therapie des Kindes/Jugendlichen
  • Medikamentöse Therapie
Welche der möglichen Behandlungsbausteine eingesetzt und kombiniert werden, richtet sich nach dem Alter des Kindes, seiner Lebenssituation und dem Schweregrad seiner Verhaltensauffälligkeiten. Bei leichterer Ausprägung können verhaltenstherapeutische und pädagogische Maßnahmen zunächst ausreichen. Sind die Symptome stärker ausgeprägt oder bleibt der Erfolg verhaltenstherapeutischer und anderer Maßnahmen aus, dann müssen unter Umständen frühzeitig Medikamente eingesetzt werden.
Da die vielfältigen Symptome in ganz verschiedenen Lebensbereichen auftreten, wird eine möglichst ausgewogene Kombination einzelner Behandlungsmaßnahmen empfohlen. Wichtig ist aus Sicht des Kindes und seines Lebensumfelds sowie für seine Entwicklung, dass es optimal therapeutisch betreut ist und zwar über seinen gesamten aktiven Tagesverlauf.

Ab wann sollte mit einer Behandlung begonnen werden?

Für den genauen Zeitpunkt, wann eine Behandlung einsetzen sollte, gibt es keine allgemeinen Angaben. Das richtet sich nach der individuellen Symptomausprägung und danach, welche Beeinträchtigungen die Betroffenen erleiden. Verhaltensauffälligkeiten sollten in jedem Fall frühzeitig behandelt werden, um Fehlentwicklungen für das Kind und daraus resultierende Folgen möglichst zu vermeiden. Bei der medikamentösen Therapie ist ein bewusster und verantwortungsvoller Umgang geboten. Im Kindergartenalter sollten Medikamente nur in besonders begründeten Fällen erwogen werden. Hier sind möglicherweise psychotherapeutische und pädagogische Maßnahmen angezeigt. Die Entscheidung darüber, welche Therapie für welches Kind zu welchem Zeitpunkt angemessen ist, kann aber nur der behandelnde Arzt treffen.

1) Deutsche Gesellschaft für Kinder- und Jugendpsychiatrie und Psychotherapie u.a. (Hrsg.): Leitlinien zu Diagnostik und Therapie psychischer Störungen im Säuglings-, Kindes- und Jugendalter, Deutscher Ärzteverlag, 3. überarbeitete. Auflage 2007

entnommen aus www.mehr-vom-tag.de

5 sevgi dili

5 SEVGİ DİLİ’

KAYNAK : 5 SEVGİ DİLİ (Garry Chapman)

Gerek arkadaşımız, gerek anne, baba ve eşimizle aynı ortamı paylaştığımızda bile genellikle anlaşılmamaktan şikayet ederiz.

Genelde ‘biz birbirimizi sevdik ve aldık, flört dönemimiz oldu ama ben bunun böyle olduğunu bilmiyordum’, ‘vay hain demek bana bunu da yapacaktı’, ‘nasıl olur ben bu adama kanabilirim’, ‘ama ne yapabilirim ki bana hep iyi olduğundan bahsetmişti nişanlı olduğumuz yıllarda bunlara kızmazdı şimdi nasıl olur anlamıyorum’ vs sözleriyle sık sık karşılaşırız. Bunların kendimize göre bir açıklaması vardır tabi, ama acaba ‘doğru dili’ konuştuğumuzdan emin miyiz?

İşte Garry Chapman, yılların tecrübesiyle mutluluk yolunu arayanlara ‘5 Sevgi Dili’ni sunuyor...

5 SEVGİ DİLİ...

Sevgi deposunun dolu tutulması gerekmektedir. İnsanlardaki sevgi oluşumu işte bu deponun varlığına bağlıdır. Aşık olan kişi sevdiği kişinin mükemmel olduğu illüzyonuna sahiptir. Aşık olma deneyimi 3 nedenden dolayı gerçek sevgi olmadığı sonucuna vardı.


a) Aşık olma iradi bir fiil veya bilinçli bir seçim değildir.
b) Aşık olmak gerçek sevgi değildir,çünkü çaba göstermeden yaşanır.
c) Aşık olan kişi diğer kişinin gelişimine yardımcı olmakla gerçekten ilgili değildir...

5 sevgi dilini aşağıya sıraladıktan sonra konu açıklamalarına geçeceğiz. Önce bu dillerin nasıl olduğu konusunda sizler tahminde bulunun.

(1) ONAY SÖZLERİ
(2) NİTELİKLİ BERABERLİK
(3) HİZMET DAVRANIŞLARI
(4) ARMAĞAN ALMA
(5) FİZİKSEL TEMAS


Yukarıdaki sıralanan maddeler 5 sevgi dilinin varlığından bahsediyor ve şimdide bunların ne demek olduklarını öğrenelim.

(1) ONAY SÖZLERİ

Antik İbrani bilgesi, Solomon "Dil; yaşamın ve ölümün gücüne sahiptir. Kaygılı bir yürek insanı bunaltır, ama sevecen bir söz onu neşelendirir." Sözlü iltifatlar veya takdir sözleri sevgiyi güçlü şekilde iletir.
Bu kıyafetle çok şık görünüyorsun...

Ooo ! Bu elbiseyle çok hoş görünüyorsun...

Bu dünyada patatesi en iyi pişiren kişi sen olmalısın...
Sevginin hedefi,istediğiniz bir şeyi elde etmek değil, sevdiğiniz insanın saadeti için bir şey yapmaktır. Bununla birlikte şu bir gerçektir ki onaylayıcı sözler aldığımızda karşılıkta bulunmak için güdülenmemiz çok daha muhtemeldir.

Onay sözlerinde;

a) Cesaret verici sözler: Duyguları sezinlemeyi ve dünyayı eşinizin gözüyle görmenizi sağlar.
b) Sevecen sözler: Seni seviyorum kelimesi buna bir örnek bu tür durumlarda da eşiniz genellikle sesinizin tonuna yüklenmiş olan mesajı yorumlayacaktır. Kullandığınız kelimeleri değil, konuşurken tavrınız ve ses tonunuz çok önemlidir.
c) Alçakgönüllü sözler: Ricalarda bulunmak,takdir edilmek,pardon hanım efendi 2 dakikanızı alabilir miyim? Ricalar iletişime yön verir ve kişinin kendisinin
önemli olduğunu hissini verir.

(2) NİTELİKLİ BERABERLİK

Nitelikli beraberlikte bütün dikkatimizi kiminle berabersek ona vermemiz gerekmektedir. Kanepeye birlikte oturup,beraberce TV. İzlemek değil,televizyonu kapatıp,tüm dikkatlerimizi toplayıp,birbirimize bakmamızdır. İkinizin beraberce konuşması,beraberce yürüyüşe çıkmanız,beraberce dışarılarda yemeğe çıkmanız vs. birbirini seven 2 gençle ,bir karı-kocanın aynı ortamda otururken bile davranışları farklıdır, çıkan gençler gözbebeklerinin içine bakar,dışarıdaki ortam 2.plan beraberdirler,karı-kocadan biri mutlaka dışarıyı izliyordur bunlar ne yapıyor garsona bakar,başka müşterilere bakar. Nitelikli beraberlik yoktur onlarda.


Nitelikli beraberlikte;

a) Birliktelik: Bedensel yakınlık demek değil,odaklanmışlıkla ilgili bir şey hem dikkatimizi hem de ruhen yakınlık ve birliktelik demektir.
b) Nitelikli sohbet : 2 bireyin deneyimlerini, düşüncelerini, duygularını ve arzularını dostça ve rahatsız edilmeyecekleri bir ortamda paylaştıkları anlayışına dayanan diyalogdur.

Nitelikli Sohbet Ve Nitelikli Beraberlikte Dikkat Edilecek Hususlar:

1) Eşiniz konuşurken göz temasını sürdürün.(Eşinize tüm dikkatinizi verdiğini anlatır.)
2) Eşinizi dinlerken başka bir şeyle meşgul olmayın .(Başka bir şey yapmayın.)
3) Duyguları dinlemesini öğrenin. (Haklı olduğunuz belli olacaktır.)
4) Vücut dilini gözlemleyin. (Sıkılmış yumruklar,titreyen eller,gözyaşları.)
5) Sözünü kesmeyin. ( Araştırmalar bir insan en fazla karşısındakinin sözünü kesmeden yalnızca 17 saniye dinler normal olarak ama susması gerektiğini bildiği zamanlar bu uzar ve susma süresi susana bağlı olur.)

c) Konuşmayı öğrenmek: Eşinizle konuşmayı öğrenmeniz gerekmektedir. Mümkün olduğu kadar da eşinizle sohbete girmekten kaçınmayın. 2 kişilik tipi vardır 1. Ölü denizdir : İsrail'de Galileo denizi,Jordan nehri yolu ile güneye ölü denizine akar,alır fakat vermez. Bu kişilikte alır kesinlikle vermez. Bilgisi vardır paylaşmak istemez suskundur. 2.Çağlayan çayıdır. Gözden veya kulaktan her ne girerse ağızdan dışarı çıkar ve ikisi arasında nadiren 60 sn. vardır her gördüğünü ve işittiğini anlatır.

d) Nitelikli faaliyetler : Birinizin veya her ikinizin ilgi duyduğu her şeyi içerir.
Vurgu ne yaptığınız üzerinde değil,neden yaptığınız üzerindedir. Amaç birlikte
şey yapmak ve bu yaşantıyı "bana değer veriyor". İmajını vermektir.

(3) ARMAĞAN ALMA

Armağanlar sevginin görsel sembolleridir. Kriz zamanlarında fiziksel varlığınız eşinize verebileceğiniz en güzel armağandır. Armağanın pahalı olması gerekmez. Nede her hafta verilmesi gerekir. Bu yüzden armağan insanın ilişkilerinde,kendisinin diğer kişinin karşısında kıymetli olduğu izlenimimi verdiği için etkili olacaktır. Bu armağanlar eşinizi ve arkadaşınızı daha iyi tanıdıktan sonra çeşitliliği artacaktır. Bazen bakarsınız bir tatlı söz, bazen bakarsınız bir öpücük,bazen de akşam yemeği bazen de mahallenin çiçekçisinden alınmış kırmızı bir gül armağan için yeterli olacaktır. Ayrıca armağan; verdiğiniz kişide sizi de hatırlaması ve unutmaması ihtimalini verdiği için,ilişkiniz ve sevginiz de hatırlanacak olması yönünden çok önemlidir.

(4) HİZMET DAVRANIŞLARI

Hizmet davranışları ile eşinizin,yapmanızdan hoşlandığı şeyleri yapmayı kastediyorum. Ona hizmet ederek,onu memnun etmeye onun için bir şeyler yaparak ona sevginizi ifade edersiniz, yemek pişirmek,masayı hazırlamak,bulaşıkları yıkamak,evi süpürmek,çöpleri dökmek,bebeğin bezini değiştirmek,odayı boyamak,ütü ütülemek vs. bu gibi durumlarda kişi kendisinin sevildiğini kendisine ve ortamına hizmet edildiği zaman anlar. Ricalar sevgiye yön verir ama talepler sevginin akışını durdurduğu için isteklerinizde rica etmeyi ihmal etmeyiniz.

(5) FİZİKSEL TEMAS

Çocuk gelişim alanlarında çok sayıda araştırma şu sonucu vermiştir. Kucaklan an ve öpülen çocuklar uzun zaman süreçlerinde fiziksel temastan mahrum bırakılmış çocuklara nazaran daha sağlıklı bir duygusal yaşam geliştiriyorlar. Fiziksel temas evlilikte sevgiyi iletmek için güçlü bir araçtır. Öpme,sarılma,cinsel ilişki,fiziksel temasta ileti güçlüdür. Dilin ucu,parmakların ucu, burun ucu dokunmaya çok duyarlı olan yerlerdir. Ama omuzların arkası en az duyarlı olan yerlerdir. Fiziksel temas 2 ye ayrılır,

a) Örtülü temas: Vücudunuzu çaktırmadan sürtmek,elini omzuna koymanız.
b) Aşikar temas: Bilerek temastır. Masaj elle tutma masaj vs.

El tokalaşmaları da bir nevi teminattır. Vücut dokunulmak için vardır. Kriz zamanlarında neden iç güdüsel olarak,birbirimiz kucaklarız. Çünkü fiziksel temas sevgiyi güçlü olarak ilettiği için.

NOT:Yukarıda saymış olduğumuz 5 sevgi dilini iyice anlamış bulunuyorsunuz ama burada unutulmaması gereken en önemli nokta,her insanın farklı sevgi dili olacağıdır. Eşiniz için 1. sevgi dili nitelikli beraberlikken arkadaşınız için de 1.sevgi dili onay sözleri olabilir. Erkek için 1. sevgi dili hizmet davranışları iken kadın için armağan alma 1. sevgi dili olacaktır.

KARŞINIZDAKİNİN BİRİNCİL SEVGİ DİLİNİ
VE KENDİ SEVGİ DİLİNİZİ
NASIL KEŞFEDECEKSİNİZ ?


Eşinizin en çok hangi yönünü eleştiriyorsanız,hangi davranışlarından rahatsız oluyorsanız yaptığı ve yapmadığı davranışlar sizin sevgi dilinizi öğrenme açısından yardımcı olacaktır.

Evlendiğinizde geriye dönüp baktığınızda, şu soruyu sormanız gerekmektedir. Bugüne kadar eşimden ben en çok ne istedim?

Sizin eşinize yaptıklarınız ve yapmaktan hoşlandığınız davranışlar çünkü yaptığınız muhtemelen size yapılmasından hoşlandığınız demektir.

Sizi inciten eşinizin davranışları nelerdir?

Eşinizden en çok neyi ister ve rica edersiniz?
www.bydigi.net den alinmistir

Sonntag, 4. Dezember 2011

Unerfüllter Kinderwunsch - Kadınlarda ve Erkeklerde Kısırlık

Viele Frauen leiden unter einer "Unfruchtbarkeit" aufgrund unterschiedlicher medizinischer Gründe. Bei einer beträchtlichen Anzahl der Paare können sogar keinerlei körperliche Gründe für das "nicht schwanger werden" gefunden werden. Wir unterstützen Sie, wenn Sie sich Hilfe suchen möchten. Zum Beispiel durch die Phasen der künstlichen Befruchtung hindurch können wir Sie mental stützen. Wir können Sie mit Entspannungsübungen und Gesprächen emotional stärken und auf die anstehenden IUI, IVF oder ICSI Behandlungen vorbereiten. Ein wichtiger Anteil des Erfolges ist die mentale Einstellung des Paares um die schwierige Phase zusammen gut durchzustehen.
  
Ancak genel olarak kadın kısırlığının en önemli sebepleri yumurtlama bozukluğu, endometriosis, hasarlı ve tıkalı tüplerdir. Yumurtlama bozuklukluğu kadında en sık sebep olmakla beraber genelde hormon eksikliğine dayanır. Kısırlığın araştırmalarında yaklaşık %15 inin nedeni bulunamamaktadır. Bu durumlarda biz size yardımcı olabiliriz. Bize danışın.